Tribunal NSU-Komplex auflösen
℅ Allerweltshaus
Körnerstr. 77-79
50823 Köln
Sorumlu kişiler: Mareike Bernien, Madeleine Bernstorff, Sebastian Bodirsky, Alex Gerbaulet, Betti Hohorst
İçerikle ilgili itinalı kontrole rağmen, yönlendirilen sayfaların (harici link) içeriklerine dair sorumluluk bize ait değildir.
Tasarım: bildargumente
Destekleyenler:
’TRİBÜNAL NSU Kompleksi Dağıtılsın’ için görsel-işitsel mikro-intervensiyonlar
Görünürdeki bir alanı nasıl değiştirebiliriz ki, ırkçı yapılar yargılanabilsin ve (post-)göçmen realitesi ve perspektiflerinin fark edilmemesi ve duyulmaması imkânsız hale gelsin?
‘TRİBÜNAL NSU Kompleksi Dağıtılsın’ 17-21 Mayıs 2017 tarihlerinde Köln Mühlheim’da düzenlenecek. Tribünal, NSU kompleksine yönelik çok sayıda cevaplanmamış soruya yanıtlar aramaya çalışırken, Almanya’daki kurumsal ve aynı zamanda günlük yaşamdaki ırkçılığı da yargılayacak. Tribünalin odağında Nazi terörü mağdurlarının göçmen olmaktan kaynaklı edindikleri bilgiler yer alacak. Yani, göçmen deneyimlerinin bilgi kaynağı olarak değerlendirilmesi ve bu bilginin görünür ve duyulur hale gelmesi gerekiyor.
“NSU kompleksi“ kavramı Nazi terörü, ırkçılık ve devleti de kapsamına alan girift bir bütünü işaret etmektedir: 1999-2007 yılları arasında Almanya’da küçük işletme sahibi ve/ya çalışanı olan dokuz göçmen ile bir polis öldürülürken, içlerinde Köln’de çoğunlukla göçmenlerin yaşadığı ve dükkânlarının olduğu bir sokağa düzenlenen saldırının da yer aldığı üç bombalı saldırıda ise kimisi ağır pek çok insan yaralandı. Ancak bu olaylar, 2011 yılına yani Nasyonalsosyalist Yeraltı (NSU) örgütünün ifşa olmasına ve eylemleri üstlenmesine kadar aydınlatılmamıştı.
Bugün hâlâ cinayet ve saldırı serisi tamamıyla aydınlatılmış değil. NSU örgütünün çevresindeki sağ radikallere ve faillerin/suçluların çevresinde çok sayıda muhbiri olmuş olan istihbaratın rolüne dair sorular da yanıtlanmayı bekliyor.
Diğer taraftan ortada belirgin olan bir şey var ki, o da Almanya’da ırkçılığın ne kadar derinlere kök salmış olduğudur. Yıllarca yanlış yönde yürütülen polis ve güvenlik organları soruşturmaları bilhassa gösteriyor ki, bu organlar için ırkçılık suç motifi olarak güya yıllar boyunca farkına varılmıyor ve şimdi bile hâlâ hafife alınıyor.
SPOTLAR, Tribünalin mobilizasyonu için, NSU kompleksine dair kısa görsel intervensiyonlardır. NSU kompleksi ile yüzleşilmesinde kör noktaları konu edinen spotlar, sağ örgüt/grup ağlarını ve onların eylemlerini her şeyden önce mümkün kılan ırkçılık ve koşulları üzerine ışık tutacaktır. SPOTLAR estetiği de politik bir uğraş olarak anlamaktadır. NSU kompleksine yönelik medyada yer alan başlıklara ve fail odaklı baskın bir medya politikasına karşı koymaktadır. Görünürlüğü tersine çevirecek, direniş örnekleri sunacak, sorular ve şikâyetler/iddialar formüle edecektir. Ve böylesi geniş toplumsal bir tartışmayı harekete geçirmeyi istemektedir.
SPOTLAR 2017 yılı başından itibaren tek tek, gruplar halinde ve kompleks/toplu seri halde Almanya ve dışındaki farklı yerlerde gösterilecektir. Reklam bloklarına yerleştirilecek, akşam sinema programı olarak gösterilecek, internette dolaşıma girecek, sergi salonunda gösterilebilecek veya etkinlikler dizisinin bir parçası olacak.
Tribünal ‘NSU Kompleksi Dağıtılsın’ 17- 21 Mayıs 2017 tarihleri arasında Köln’de eskiden üretim sahası olarak kullanılan (Carlswerk) bir mekanda düzenlenecek. Bu fabrikanın kendisi başlı başına göç ve çalışma yaşamının çok yönlü ve zengin tarihini anlatan bir mekandır. Türkler ve Kürtlerin sosyal yaşamlarının bir merkezi haline gelmiş, alışveriş yerleriyle son derece işlek olan Keupstrasse’nin hemen yakınındadır. Bu sokak, Keupstrasse, 2004 yılında NSU’nun çivili bomba saldırısının hedefi olmuştur.
Çoklu toplum anlayışından ileri gelen Tribünal, yapısal ve kurumsal ırkçılığın ortadan kaldırılmasını talep etmektedir. NSU terörü kurbanlarının yakınlarına ve arkadaşlarına destek olan, onların yanında duran Tribünal, mağdurların NSU kompleksinde suç ortaklığı olan devlet organları ve kurumları karşısındaki davalarının da destekçisidir. Tribünal, NSU’nun cinayet ve saldırılarının hedefi olmuş ve mağduriyetleri halen sürmekte olan kurban yakınlarının sessizliğe hapsedilmiş sesleri için vardır. Onların bilgi ve deneyimlerinden yola çıkan Tribünal, NSU’yu mümkün kılan yapı ve koşulların yok edilmesi talebiyle kurban yakınlarının isteklerinin, seslerinin duyulmasını sağlayacaktır. Bunun yanı sıra Tribünal, NSU kompleksi ve bunun ‘derin devlet’ yapılanmaları ve kurumsal ırkçılığın tarihi içerisinde bağlamlandırılması üzerine yürütülecek uluslararası bir tartışmayı da amaçlamaktadır.
Tribünalde dört gün boyunca konuşmalar ve sunumlar yapılacak; çeşitli workshoplar, grup oturumları, sergiler ve tartışmalar yer alacak. NSU kompleksine özgül bakış açıları üretilecek, buna ilişkin iddialar ve talepler üzerinde durulacak ve her bir günün sonunda kamuya açıkça sunulacaktır. Ayrıca burada sorumluluğu olan ve bunun gereği sorumlu tutulması gereken kişi ve grupların da isimleri verilecektir.
Tribünal, Almanya ve dışındaki ırkçılık karşıtı ağ (network), kişi ve gruplardan oluşan büyük bir birlikle varlık kazanmıştır ve yine bu birlik tarafından organize edilmektedir. Bu yönüyle de Tribünal, Almanya’da yükselen Nazi eylemleri ve günümüzdeki ırkçılıkla mücadelede başka eşi olmayan bir inisiyatiftir.
1998-2011 yılları arasında Neonazi terör örgütü ‘Nasyonalsosyalist Yeraltı’, yani kısa adıyla NSU, on insanı öldürdü, üç kez bombalı saldırı düzenledi ve en az 15 soygun gerçekleştirdi. Enver Şimşek, Abdurrahim Özüdoğru, Süleyman Taşköprü, Habil Kılıç, Mehmet Turgut, İsmail Yaşar, Theodoros Boulgarides, Mehmet Kubaşık, Halit Yozgat ve Michèle Kiesewetter katledildi.
Kiesewetter hariç kurbanların hepsi Almanya’nın büyük küçük farklı şehirlerinde yaşamış, çalışmış Türk, Kürt ve Yunan kökenli küçük işletmecilerdi.
NSU olarak adlandırılan bu örgüt 2011 yılında ifşa olmadan önce, polis, siyasetçiler ve medya ırkçı bir motivasyonu kategorik olarak reddediyordu. Yanlış iddialar, gizli soruşturmalar ve tekrarlayan sorgulamalarla soruşturma yürüten birimler neredeyse tamamen kurbanların ailelerini ve yakın çevrelerini hedef aldılar. Medya suçlardan ‘döner cinayetleri’ olarak bahsetti. Poliste soruşturma komisyonlarından birine ‘Bosporus’ adı verildi. Irkçı kalıpyargılar böylece devam etmiş oldu ve işlenen suçlar semantik yakındoğu yani böylelikle Almanya’ya özgü olmayan suçlar olarak yerleşti.
‘NSU kompleksi’ kavramı, Neonazi terörü ile yapısal ve kurumsal ırkçılığın etkileşimini kapsayan bir kavram olarak kullanılmaktadır. Bu kavram, soruşturmalarda failin kurban, kurbanın fail gibi gösterilmesini, Alman medyasında sıkça yer alan ırkçı söylemli haberleri, Almanya gizli servisleri ve yeraltına inen Neonaziler arasındaki işbirliğini, örtbas etme girişimlerini, bilerek delillerin kaybedilmesini, açıklanamayan şahit ölümlerini ve bu suçların detaylarını ve arka planlarını aydınlatma çabalarınının sürekli engellendiğini açıkça yargılamak içindir.
Meclis bünyesinde kurulan on bir araştırma komisyonu, bazıları halen çalışmalarını sürdürüyor, NSU kompleksinin karakteristiğini bugüne değin hâlâ tümüyle açığa çıkartamadı.
2013 yılında Münih Eyalet Yüksek Mahkemesinde NSU üyesi ve suç ortağı ve/ya destekçisi olduğu iddiasıyla beş sanık hakkında açılan ceza davası başladı. İlk duruşmadan itibaren davada kurban ailelerini ve bomba saldırısı mağdurlarını temsil eden avukatlar iddianameyi eleştirdiler; çünkü söz konusu bu iddianame, NSU’nun üç kişiden oluşan bir suç örgütü ve az sayıda destekçisi olduğundan yola çıkmakta ve bununla geniş olduğu tahmin edilen bir destekçi ağını dikkate almamaktadır. Aynı zamanda, devlete ait otoritelerin süregelen yapısal ırkçı muamelelerini ve bu otoritelerin NSU ile bütünleşmesini tam olarak göstermek için verilen her çaba da Federal Savcılık tarafından engellenmeye çalışılmış ve mahkemece göz ardı edilmiştir. Kurban yakınları ve saldırıdan kurtulanlara bir kez olsun engellenmeden konuşma fırsatı verilmemiş, sözleri kesilmiş ve sanki sadece olaya doğrudan tanıklık eden bir görgü tanığı gibi bir role indirgenmişlerdir.
NSU’nun işlediği suçlar ancak bir şekilde mümkün olmuştur: Alman(ya) toplumunun derinliklerinde kök salan ırkçılık. Irkçılık gerçeği bugüne kadar uğraşılmak istenmeyen ve geniş ölçüde reddedilen bir olgudur. NSU’nun ölümcül terör saldırılarına maruz kalmış kurban ailelerinin ve bu saldırılardan kurtulanların büyük çoğunluğunun yüksek sesle duyurmak istediği işte tam da budur.
TRİBÜNAL NSU Kompleksi Dağıtılsın
Köln 17 – 21 Mayıs 2017
SERGİLER
Museum für Moderne Kunst, Frankfurt
documenta 14, Kassel
Forum Expanded Ausstellung, Berlinale
Haus der Kulturen der Welt, Berlin
Studio for Artistic Research, Düsseldorf
SAVVY Contemporary Berlin
Villa Leon Nürnberg
M1 Hohenlockstedt
Heimathafen Neukölln
The Ludlow 38, New York
Museum Villa Stuck, München
Heidelberger Kunstverein
Rautenstrauch-Joest-Museum, Köln
Kunsthaus Dresden
FİLM FESTİVALLERİ
Cannes Film Festival
Internationale Kurzfilmtage Oberhausen
dokumentarfilmwoche Hamburg
L´Alternativa Barcelona
Dokfilmfest Kassel
Ethnocineca Wien
Stuttgarter Filmwinter
goEast-festival, Wiesbaden
Kollektiv Filmreihe Köln
Antirassistischer Streiktag 8. Mai, Berlin
Antirassistisches Sommerkino, Köln
Filmfest Dresden
Kein Schlussstrich, Zwickau
dfi-Symposium PROZESSIEREN, Köln
SİNEMALAR
Kino Babylon Kreuzberg, Berlin
Capitol Dahlem, Berlin
Cinema Paris, Berlin
Delphi Filmpalast, Berlin
Filmtheater Friedrichshain, Berlin
Kant Kino, Berlin
Kino International, Berlin
Neues Off, Berlin
Odeon, Berlin
Passage, Berlin
Rollberg, Berlin
York Kreuzberg, Berlin
Kino FSK, Berlin
Bambikino, Düsseldorf
Mal Seh´n, Frankfurt
B-Movie Hamburg
Filmladen, Kassel
Bali, Kassel
Gloria, Kassel
Luru Kino, Leipzig
Werkstattkino München
Filmhaus Nürnberg
Cinema & Kurbelkiste Münster
*Son güncelleme 11/2024